Yaşam

Serhan Kurşun: Hayal dünyamın kapıları ardına kadar açıldı

Ezgi Hotalak Adalı

Serhan Kurşun’un ‘Garaz-Gölge Oyunu’ kitabı Ziraatçı Zahit, Kilisli Ali, Çatal Ses ve kurgusuyla olayları sayfa sayfa canlı tutan ilginç bir dönem romanı. Çocuklarına masallar anlatarak başladığı yaz hayatına ‘Yaşlı Aslan’ ve ‘Genç Aslan’dan sonra ‘Garaz’ ile devam eden Kurşun,

İnkılâp Yayınları etiketiyle çıkan ‘Garaz’, güçlü karakteriyle Hatay’dan İstanbul’a, İstanbul’dan Vatikan’a uzanan bir yolculukla okuru bir girdabın içine çekiyor. İlk romanıyla ilgili röportaj yaptığımız Serhan Kurşun, “Kitabın son sayfasından sonra karakterlerim nasıl hayatta kalıyor merak ediyorum” diyor.

Çocuk kitabınızdan sonra edebiyat dünyasına “Garaz”la girdiniz. Bize neden bir çocuk kitabıyla başladığınızı ve sizi bu kitabı yazmaya iten şeyin ne olduğunu anlatır mısınız?

Hayatımın her anında beni yazmaya iten iki büyük derdim oldu; duygusallık ve fantezi. Gençliğimde kendi içimde uzun, çok uzun yolculuklar yaptım. Üniversite yıllarımda çıktığım bu uzun yolculukların birinden elimde daktilo ile dönmüştüm. O gün yazmaya başladım. Sayısız şiir, sayısız öykü yazdım ama bunu kimseyle paylaşma cüretinde bulunmadım. Üniversiteden sonra beni yazmaya, iş hayatı ve geçim kaygılarından bahsetmeye iten o iki büyük acıyı kilitli bir çekmeceye koydum. Ta ki çocuklarımla tanışana kadar.

Kütüphanede yer kalmayınca onlara kendi hikayelerimi anlatmaya başladım. Doğaçlama. Çocuklar hiçbir şeyi unutmazlar ve onların dünyasında “birini veya durumu yönetmek” diye bir şey yoktur. İnsanlar bunu büyüdükçe öğrenirler. Benden bir hafta önce anlattığım bir hikayeyi tekrar anlatmamı istediklerinde bocaladım. Masalları uykuya daldıktan sonra bilgisayara kaydetmekten başka çarem yoktu. Sonra masalların fotoğraflarını görmek istediler. İşten ayrıldım ve kendimi masal kitabımı basmak için bir yayınevi ararken buldum. Yayınlandıktan sonra evinize geldim ve onlara kitabı verdim. İncelediler ve “Tamam, şimdi oldu” dediler.

“Garaz” bir dönem romanıdır. Tarih yazmak, uzun bir hazırlık ve çok fazla dikkat gerektirebilir. . Örnek bir durum yaşadınız mı?

Geçmişi ve geleceği yazmak elbette kolay değil. Buradaki en büyük avantajım o bölgenin insanı olmam, o yıllara dair birçok şeyi birinden duymuş olmam ve o döneme tanık olmuş kişilerle konuşabilmem. Ancak sahaflarda bulduğum kitapların bir kısmı hazırlık sürecinde bana büyük destek oldu. Özellikle Devlet Planlama Teşkilatı’nın hazırladığı Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı kitabının 1963 baskısını bulunca çocuklara bayıldım.

Roman Hatay’da geçiyor, bu şehir sizin için ne ifade ediyor?

Ben Hataylıyım. Kırıkhan ilçesinde doğdum. Hava, su, toprak tenime işledi. Hatay’da Amik ovasına deniz derlerdi. Deniz’de pamuk tarlasında çapa yapardık. Narenciye bahçelerinde mandalina, portakal ağaçlarından inmezdik. Ellerimiz ceviz toplamaktan siyaha ve yeşile dönerdi. Yazın yaylalara çıkar kışın Yeşilçam filmlerini yaz sinemalarında yıldızların altında izlerdik. Hatay benim çocukluğum. Her gittiğimde sana sarılıyorum. Hatay benim gençliğim, her gittiğimde sohbet ederim.

Romanınız imkansız bir aşk hikayesini konu alıyor ve manevi gerilim içeriyor. Sizi iki çeşidi bir araya getirmeye zorladı mı?

Aslında aşk denen şey tehlikelidir ve yüksek düzeyde gerilim içerir. O yüzden çok zorlandığımı söyleyemem.

Öte yandan romanın gerilimi hiç düşmüyor, sırrınız ne?

Ben hiçbir şey yapmıyorum. Rastgele sırlarım da yok. Kahramanlarım gerilimi sever. Sadece yaptıklarını, hissettiklerini ve yaşadıklarını yazıyorum. Latife yapmıyorum. Kahramanlarınız hayal gücünüzde ete kemiğe büründüğünde karakterlerini ortaya koyuyor ve siz de onların peşine düşüyorsunuz. Umarım bundan sonra yazacağım romanlarda kahramanlarım daha sakin bir hayat sürerler.

Kitabınızın başında “Gerçek olaylardan esinlenilmiştir” yazıyor. Kendi hayatınızdan ilham alıyor musunuz?

1963 yılında Birinci Kalkınma Planı yürürlüğe girdiğinde; Pilot bölge olarak Çukurova bölgesi, Adana ili, Altınözü ilçesi seçilmiş ve rahmetli babam o yıllarda Altınözü ilçesinde ziraat teknisyeniydi. Ama bu kitapta babamın hayatını anlattığım söylenemez. Sadece bazı temel gerçekler üzerine kurduğum bu romanda hayal gücümün kapıları ardına kadar açıldı diyebiliriz.

Kitapta sizi yansıtan ya da özdeşleştirdiğiniz bir karakter var mı?

Kitapta tam olarak beni yansıtan bir karakter olduğunu söyleyemem. Ancak kitabın son sayfasından sonra bazı karakterlerimin hayatlarına nasıl devam ettiğini merak etmiyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu